"Müzik kariyerim"in kısa öyküsünü fırsat
verildikçe anlatmayı seviyorum. Yakın çevremde olup bu öyküyü defalarca
dinlemek zorunda kalan dostları sıkmak pahasına üstelik. Burada, ilk uzunçalar albümümü edinmiş olan
sizlere son kez ve kısaca anlatacağım. Hem belki böylece, bir müzik kariyerim
olduğu konusunda kendimi ikna etmiş olurum.
Her şey 2016'nın Nisan ayında bir şeyler mırıldanmamla
başladı. Sözler sözleri, kimi notaların üzerinde salınarak izledi derken. Sakin
bir bahar gününde elime gitarı alıp, günlerce otobüslerde, vapurlarda
sayıkladığım sözleri, beraberinde getirdikleri melodilerle sıraya dizince,
"Sanırım şarkı yaptım" dedim. 'Eski Bahar Şarkısı', böyle ortaya
çıktı. Bugün dinleyince, bu acemice heyecanı, akla ne gelirse cümlelere ve
akorlara dökmüş olma halini barındırdığını anlıyorum. Ama bu hissi sevdim. Eşin,
dostun dâhil olmasıyla kaydettim, paylaştım. Beklemediğim, ihtimal vermediğim
bir güzel tepkiyle karşılaşmak bana aklımdan geçen başka sözlerin de
şarkılarıma dönüşebileceği cesaretini verdi. 'Satır Satır' ve 'Sevdakeder'
böyle doğdu. Birkaç yüz kişinin takip ettiği bir internet video kanalında,
kendi imkânlarıyla kaydettiği birkaç şarkısı olan bir akademisyendim artık,
hepsi bu.
Aylar sonra Pasaj Müzik'ten sevgili Abdullah Elaldı, sosyal
medya üzerinden ulaştı bana. Görüşmek istiyorlardı. Gittim, tanıştık, görüştük.
O gün oradan bir "şarkıcı" olarak çıktım, şimdi şimdi fark ediyorum.
Bir süre sonra, son iki yılımı geçirdiğim Harems Stüdyo'da her şey yeniden
başladı. Bir dinleyici olarak tanıyıp sevdiğim insanlarla birlikte çalışıyordum
artık. Onların emekleri ve yetenekleriyle var olan şarkılar şarkıları, o
şarkılara çekilen video klipler birbirini izledi. Elinizdeki albüm, işte bütün
bu emeğin meyvesi.
Bu süreçte bana, şarkılarıma inanan, "Hayır, bence
böyle bir maceraya atılmamalıyım" dediğim anda ellerimden tutup beni
düştüğüm yerden kaldıran, adlarını bu sayfalara sığdıramayacağım ne çok insan
var...
Burcu için ne yazabilirim ki? Her zaman olduğu gibi en büyük
destekçim, yoldaşım, öykümü benimle birlikte yazan kişiydi. Yaptığım her şeyde
tüm varlığıyla olması, en büyük mutluluğum. Üstelik ikimizin başladığı bu
öyküye, oğlumuz Ali Yağmur dâhil oldu yolun yarısında. Her şey sevgiyle
başlamıştı, sevgiyle sürdü...
'Satır Satır'la tanıştık Gözde Öney'le. Ama ne tanışıklık...
Dostluğun anlamını en çok onun varlığıyla anladım sanırım. Bu albümdeki her
adımda emeği, hemen her şarkıda güzel sesi, fikirleri, deneyimi ve iyi niyeti
var. İyi ki...
Sevgili Gökhan Tümkaya, Hüseyin Çebişci, Efe Demiryoğuran,
Evren Arkman ve bu albümde benim olmayan tek bestenin sahibi Deniz Bayrak, yol
arkadaşlarım oldular. Gönüllerine, emeklerine sağlık.
Video klipleri çeken, elinizde tuttuğunuz sayfaları
tasarlayan Selçuk Demirci, sevgili Cihangir Aslan, sevgili Saygın Akbudak,
sevgili Özge Yılancı ve tabii Pasaj Müzik / Garaj Müzik ailesi... Çok çok
teşekkürler.
Son olarak, bu albümde birlikte bir şarkı söylediğimiz
sevgili Hüsnü Arkan'a; sesiyle, varlığıyla yaptığı katkıdan ve bir hayalimi
gerçekleştirmemde bana el vermesinden dolayı teşekkürü borç biliyorum.
Her şeyin asıl şimdi başladığını düşündükçe
heyecanlanıyorum. Bu heyecanla, müzikle örülmüş tanışıklık hissinin gelecekte
daha da büyüyeceğini, kendi dünyalarımızın ortak duygularla birleşeceğini görüp
kendimi mutlu ve şanslı bir insan sayıyorum.
İyi dinlemeler, müzik dolu yolculuklar...
Mahmut ÇINAR